bugün

entry'ler (622)

true detective

inanılmaz bir kurguya ve matthw mcconaunghey gibi bir oyuncuya sahip dizidir.
--spoiler--
true detectivein son bölümünde rustı sorgulayan iki siyahi dedektif, sorguda rust'ın onlara siyahi bi papazı olan kilise tarif ettiğini söylüyolardı, orda yola çıkarken yaralı yüzü olan adamla falan konuşuyolardı. Rust hangi sorguda nasıl anlatmıştı siyahi papazı olan kiliseyi, hangi bölümdeydi bulamadım acil arıyorum :(
--spoiler--

odtü vişnelik

28 eylül 2013te goran bregoviçin konser verdiği mekandır. (#21464217)

goran bregoviç

odtü vişnelikte kıpır kıpır konser vermiş olan kişidir,konser bitti feyki atarak üzdükten sonra, saatine bakıp ''ı am okay.'' diyerek oynak balkan havalarında tam gaz halaya durduran müthiş insandır, adeta feleğimi şaşırtmıştır.

ayrıca o kadar samimi bir heriftir ki adeta babamız, ailemizden biri gibidir.

dipnot: topçik veririz tarzı bişiler söylettiği şarkısının ismini bilen varsa, ona soner sarıkabadayı seveni arıyorum bilen söylesin gelsin.

dipnot 2: yok mu lan bilen aranızda :(

ygs 2013

sınavdan bir gün önce aşırı iyi davranan annemin tavırları karşısında ''lan acaba kanser miyim? Bunun tek sebebi ygs olamaz herhalde..'' diye düşünürken sınavımın yarrak gibi geçmesi sonucu it muammelesi görmemle kanser olmadığıma kanaat getirdiğim sınavdır, en azından bu açıdan iyi geçmiştir.

sınav esnasında süre yetişti mi kaygısıyla, türkçe paragraflarının yarısını ne kadar sürede okuyom kontrolü yapıp, okuduğum o yarımı da unutmam ve her kontrolde sınıfın ortasındaki el kamerasına''ben kopya çekmiyom saate bakıyom'' imajı çizmek için kah gözlerimi kısarak, kah gözlerimi belerterek gerçek kesit oyunculuğu sergilemem, odaklanmamı ve süreyi dengeli kullanmamı oldukça zora sokmuştur.

buraya kadar anlattığım nüktedan anılarıma yanısıra sınav öncesinde stresten 1.5 litre kusmam ve yarım litre gözyaşı dökmem, tansiyonumun 5/8 olması gibi psikolojik temelli fizyolojik dramlarda yaşamışlığım var. zihnimde dolanıp duran çevremdekilerin ''hocam bu sene şu çok zor olacakmış, hocam bu sene bizim azımıza sıçcaklarmış, hocam bu sene bizi örseleyip , iğdiş edeceklermiş, haha inanmıyorum elektrik akımını bile mi çözemiyosun? yaa sınavın en kolay sorusuydu onu nasıl yapamadın?'' söylemleri arasında boğulmam ve başarılı lisenin başarısız öğrencisi olmanın verdiği tedirginlikle bir gece öncesinde müdür yardımcısının ''okulun en başarısız üç ismini açıklıyoruz, bunlar bi daha sınava girecek'' diyerek üç ismi de benim ismim olarak okuması gibi sürrealist rüyalar görmem sınav sabahı en sevdiğim kahvaltılık olan kaymaklı baldan beni soğutmuştur. - 1.5 litre kaymaklı bal kustum.-

sınava girerken ağladığım gibi çıkarken de ağladım, ama girerken ki gibi yerli yersiz değildi, yerli yerinde bir tepkiydi.

ardından sıra geldi trt'de soru çözümü izlemeye. soru çözümünün öncesinde ösym başkanı ali demir'in açıklamalarını dinlemeye başladık. ''sınav süresini kendini geliştirmiş adaylar ayarlayabildi.'' gibisinden bir cümle kurdu ve o esnada aklıma geçenlerde duyduğum bir olay geldi, bundan 5-6 yıl önce istanbul üniversite kimya bölümünden bir öğretim görevlisi istifa etmiş, sebebi de 8 yıl boyunca uğraşıp Türkiye'ye getirebildiği nobel kimya ödüllü komiteden bir bilim adamının konferansının olduğu gün,hülya avşarın da söyleşisi olması sonucu konferans salonunda 3-4 kişi bulabilmesiymiş. yani kendini geliştirmişliğin kıstasını ''ali babasına 10 lira vermekte babası bu 10 lirayı %15 faizle bankaya yatırmakta, buna göre anan kaç yaşındadır zaaa'' içerikli soruları belirli bir sürede çözmek olarak belirleyen adamların eleğinden geçen tipler, bilim yerine hülya avşarın inanılmaz yetenek sizsiniz maceralarını dinleyip, hunharca alkış tutmayı yeğleyen tipler oluyor. okullarına yetenek sizsiniz geldi mi boyanıp süslenip, 'bi umut kamera çeker' diye abartılı abartılı mimikler yapan, birbirinin götüne pandik atan adamları ayakta alkışlayan, -gülmediğim espriye yetenek sizsinizde üniversitelilerin alkışlayacağı ayarda bi espriydi tebrikler kardeş diyorum lan lugatımda deyimleşti adeta- twitter kullanmayı entellektüellik sanan, dostoyevskinin devlet sistemine yönelik yazdığı cümleyi eski sevgilisine kapak olsun diye facebookuna yazan, sırf bir sikim üniversiteye girebildiği için yaşamı tüm zorluklarıyla iyi kötü yaşamış dedelerini, ninelerini ''hoff cahil'' diye yaftalayan adamların ölçüt olduğu bir geliştirmişlik kıstasına ise geçmişteki, şimdiki ve gelecekti nesiller tabi olmaya devam ediyor.

bizim de okulda bir çocuk vardı mesela ''ya üniversiteyi kazanınca kahverengi şort giyicem, altına dexter giyicem, üzerime gömlek giyip sonuna kadar ilikliyecem'' diye planlar sunuyordu geleceğe dair, o da ben de hukuk istiyoruz, ki ben 13 yaşındaki bir çocuğun 28 kişi tarafından tecavüze uğramasına karşılık ''kendi rızası'' diye karar alan adalet sistemimize zerre inancım olmamasına rağmen hukuk okuyup bir şeyleri değiştirmeyi göze alıp da hukuk istiyorum, ben kazanamayacağım ama o kazanıp dexter+kahverengi şort+gömleği sona kadar ilikleme denklemiyle hukuk sistemimizi idame ettirecek konumda bulunacak.

diyeceğim o ki böyle bir sistemde derdimizin hala geçen seneki sorularla bu sene ki soruların zorluklarının farklı olması, türkçenin uzun olması bilmem ne olması üzücü. sana sen olma hakkı vermedikleri sürece, gelişmişliğini 160 dakkaya sığdırmaya devam ettikleri sürece, ufkunu üniversite de giyeceğin şortun rengi boyutuna indirgeyecek kadar sınırlandırdıkları sürece, daha 17-18 yaşındaki halinle seni -beni- stresten kusturup yerli yersiz ağlatacak seviyeye getirdikleri sürece, isterlerse facebookta ''bu soruyu bir einstein, bir de çinli 10 yaşında bi çocuk çözmüş'' diye dolanan sorulardan düzsünler önüne ehemmiyeti yok.

dipnot:yaş problemi sorusunda babayı ölü buldum amına koyuyum.

jennifer lopez in türk bayrağı ile veda etmesi

Kıbrıs konserini iptal etmesinin ardından "Jennifer Lopez, insan haklarını kötüye kullanmakla ilintili herhangi bir devleti, yasayı veya rejimi asla bilerek desteklemez. Lopez, Kıbrıs ile alakalı olarak yapılan tam bir incelemenin ardından, danışmanlarıyla birlikte çekilme kararı aldı. Bu bir takım kararıdır ve bölgedeki politik gerçeklere olan hassasiyetimizi yansıtmaktadır" açıklaması yapan sevgili bim poşeti götlü lopezin, 3 gün ardı ardına verdiği konserlerle stadyum kapattırması akabinde ''insan haklarını kötüye kullanmakla ilintili bir devlet olduğumuzun'' bilincini yitirmesi durumudur.

29 ekimde facebook profil fotoğrafını atatürk resmiyle donatan kitle ise 600 lirayı bayılıp ''hoff ya jlo'' içerikli capslerini saniyesinde sosyal paylaşım sitelerinde yükleyerek milliyetçiliğinin hakkını vermiştir.

http://www.cnnturk.com/20...itham/582747.0/index.html

michael sikkofield

Yazılarından yürüttüğüm çıkarımlarla gizem perdesini az biraz araladığım yazardır. ve şu kadar net konuşuyorum ki biri benim hakkımda böyle bir detaylandırma sürecine girse altıma sıçardım, şu an kendimden bile korkuyorum.

evet başlıyoruz.

Öncelikli olarak yaş hesabına gireceğim, üniversite öğrencisi olduğu su götürmez bir gerçek, ama hangi üniversite, ona da değineceğim.

Ama şimdi soluklan kaynatasız.

Cezve isimli yazısında, ki her okuduğumda göğsüme öküz oturmuş hissiyatı veren bir yazıdır. babasının ölümünün üzerinden 3 yıl geçtiğini belirtmiştir.

- yazının başlarında 4. satır başında ya da siktirtmeyin belanızı ctrl+f yapıp 3 yıl yazın-

http://michaelsikkofield....ot.com/2011/10/cezve.html

Elbet bir gün adlı yazısında ise ''Sonra 6 ay yaşar dedikleri baban, bir şekilde sen 18 yaşına gelene kadar yaşadı. '' demiştir.

http://michaelsikkofield....012/11/elbet-bir-gun.html

Bu şartlar altında 18+3=21 ve milliyetçi hareket partisinin 40. yılı kutlu olsun sürecine girmiş bulunmaktayız diyebiliriz.

Bonus:Ego üzerine adlı yazısında ise ''Mesela bazı dalyaraklara gittiğim okulu söylediğimde ilk iş olarak "paralı mı okuyon orda? diye soruyorlar.e be yolunu siktiğimin çocuğu zaten devlet okulu ismi söylemişim sana bu ne sikimsonik bir sorudur'' der. Ki ben bu ülke üzerine ''özel mi? devlet mi?'' tartışmasının süregeldiği tek bir okul biliyorum, o da galatasaray üniversitesi, ki galatasaraylı olmayanı almıyorlarmış tartışmasına bile şahit oldum, ona değinmiyorum bile mına koyuyum, ilkokulda yaşanıyor o tartışma.

http://michaelsikkofield....04/bonus-ego-uzerine.html

Bu husustaki bir başka delilim ise Star Tv'nin Prison Break'i Yayınlaması adlı yazısına "itü sözlük'te de yazardık yarram ehehe" dipnot düşmüştür. itü sözlükteki nicki ise ''dedim bak dedim yanlış adama çattın dedim''

Ve bu nick ile yazdığı bir entrysi http://www.itusozluk.com/...lar+ve+akrabalar/@3539246

''- ne okuyosun sen şimdi?
+ işletme.
- kaç yıl okuycan?
+ 6 sene dede. 2 sene fransızca hazırlık var (söylerken omuzların dikleşmesi, gururlanmak, taşaklı okuldayım tripleri)
- nasıl? (torununa değil de adeta bir boka bakıyormuşcasına küçümseyici bir tavırla) ee kuzenin turgut 2 yılda bitirdi ya işletmeyi?''

Ki twitterda'da şu an bulamıyorum ama birine attığı mentionda ''sen de mi gsülüsün'' gibisinden bir şey yazmıştı, göztepesporlu musun demiyorsa, galatasaray üniversitesinden misin diyor muhtemelen. ki bu koşullar altında galatasaray üniversitesinde işletme okuduğu gerçeği, benim hasta ruhlu bir dalyarak olduğum gerçeği kadar yadsınamaz bir gerçekliktir.

isim mevzusuna gelince onun adı cemre ise benim adım da izzet altınmeşe amına koyuyum, o konuda hiçbir güvencem yok, ama cemre olmadığına eminim, itü sözlükteki entrylerinde 'adnan'ismine olan saplantısından ötürü, adnan olduğu ihtimali üzerinde durmaktayım, ama dediğim gibi bu mevzuda hiçbir güvencem yok, şayet dediği gibi isimler sözlüğünden bakılarak kanaat getirdilerse abidin, baha gibi isimlerden sonra cemreye kadar yol alınabileceğine dair inancım yok, ki abidinden sonra pek yol katedileceğine dair hiçbir inancım yok, ayrıca isimler sözlüğü ne amına koyuyum bir ismin dedenin ismi olur, bir ismin modern gibisinden bir isim olur, benim komple isimler sözlüğüne inancım yok, yani losing my religion kaynatasızlar.

Deşifre bizim işimiz eheheh.

özet: şarkıcı bengü'nün yok saydığı babasını tek göz odada yaşam mücadelesi verirken bulduk.

edit: adamın anasının kızlık soyadının üçüncü harfini vermediğim kaldı buna rağmen nereliymiş diye soranlar var, kırşehir çiçekdağlı olsa kaç yazar, new jerseyli olsa kaç yazar, hemşehri mi çıkmaya çalışıyorsunuz arkadaşım, hayır yani napacaksınız?

michael sikkofield

bu aralar öldüğünü düşündüğüm insan evladı. ne twittera ne bloga girmektedir. zaten hotmaile hiç bakmamaktadır. cidden tası tarağı toplayıp köye mi gitti naptı bu deli oğlan?

edit: https://twitter.com/msikk...status/221321569941729280

yüreklere su serpti

kediler yazar olsa açacağı başlıklar

(bkz: sıçarken ciddileşmek)

benotesi

otu boku cemaate bağlayarak yobazlara bok atacam derken, yobazın önde bayrak flama taşıyanı olmuş yazarımsıdır.
(bkz: #12038768)
(bkz: #13106968)
(bkz: #12267942)

metal müzik dinlemeye başlayacaklara tavsiyeler

ergenliğinizin başlarında dinlemeye başlamayın, ya da ergenliğinizin başlarında dinlediğiniz metal müzik gruplarını namusunuz gibi belleyip, ''laf söyletmem'' tribine girmeyin.

amy winehouse

ölümü kendisini sırbistan konserinde yuhalayan dallamaları düşündürmüştür.bişiyi beğenmediysen kalk git be ağzına sıçtığım! ama yok sen sanatı 'o kadar para verdik lan!' boyutunda değerlendirecek kadar sığırsın, ama ' ahh bu sanat olmamış..yuh!'' diye bağırarak sanat eleştirmeni olduğunu sanıyorsun! sığırlığının bilincine varamıyorsun. neyse diyeceğim o ki efendim; amy winehouse sanatla bu kadar geniş kitleye ulaşmayı başarabilen nadir insanlardandı, keşke sonu böyle olmasaydı.

seri artı oy veren okur

sözlükten çıkış yaptığında seri artı oy veren okur, sözlüğe giriş yaptığında seri eksi oy veren ibneye dönüşür.

ağza dolanan reklam şarkıları

gürbüz tam bir canavar, tüm sınıf ondan korkar, kapıda görünür görünmez saklanır kekstralar, nazlı okul birincisi kekstra tek eğlencesi, kekstrasını tam yerken gürbüz yanına geldi. nazlı kafayı kullandı, kekstrayı ters çevirdi, jölesi altta kalınca gürbüz onu kek sandı. gürbüz gittiği anda kek yine kekstra oldu. nazlı jölenin kremanın tadına yine doydu. ahaa ahıhaa kek değil kekstra!

kol gibi reklam texti ezberletmiştir. beyni fena sikmiştir.

şu anda dünya nüfusu 100 kişi olsa idi

yüz kişiden seksen ikisi * sikimsonik marka deterjan tercih ediyor reklamları daha objektif olurdu.

yazarlar 6 yaşında olsa açılacak başlıklar

(bkz: başlıkları heceleyerek okumak)

erol köse

ekşi sözlüğü kapattırdım diye twitter'da kendi kendine coştuktan sonra, milleti ''dur bi erol köseye ''bravoo üstad : )))'' diye mention atıyım da. bakarsın bi tarkan olmuşum bi lady gaga olmuşum.'' telaşı sarmıştır.

sözlük yazarlarının izlediği diziler

(bkz: spartacus blood and sand)
(bkz: spartacus gods of the arena)
(bkz: dexter)
(bkz: the sopranos)
(bkz: öyle bir geçer zaman ki)

misafirlere merhaba dedin mi diye soran anne

misafirlere turist gibi merhaba dedirten bir annedir. doğru olanı ise soruyu ''misafirlere hoş geldin dedin mi?'' şeklinde yöneltmektir.

yaz ayının bir türlü gelmemesi

ayak topuğuna karpuz çekirdeği yapıştığı an yaz gelmiş demektir. fakat zaman bu zaman oldu hala yapışan bir karpuz çekirdeği yok efendim.

16 haziran 2011 ankara yağmuru

sayın melih gökçek başta olmak üzere, muhterem ankara büyükşehir belediyesinin sele engel olamadığı ama sel suyundan ebru deseni yapmayı başardığı olaydır. zaten önemli olan da dış güzellik, altyapıyı kim görüyor üstadım. http://www.facebook.com/p...589&type=1&ref=nf